Genellikle halk arasında hamilelikte diş tedavisi yaptırılmaz gibi yanlış bir inanış vardır.Oysa hamile kişinin diş ağrısına maruz kalması sonucu kullanması gereken ağrı kesici ve antibiyotiklerin gerek hamile bayana gerekse de bebeğe zararı cok daha fazladır.
Hamilelerde dental tedaviler için en uygun aylar, kinci üç aylar denilen, 3-6 ay arası dönemdir.Ancak diğer Trımestır’larda da gerekirse tedavi yapılabilir.Son üç ayda yapılacak tedavilerde hastanın rahat bir pozisyonda oturtulabilmesi bazen zor olabileceğinden tedaviler kısa aralıklarla yapılacak şekilde planlanmalıdır.Hastanın uzun süre aynı pozisyonda koltukta oturmasından dolayı oluşabilecek tansiyon düşüklüğü de, hastanın hafif sola eğimli yatırılması ile önlenebilir.
Hamilelerde lokal anestezinin herhangi bir zararı olduğuna dair bir rapor yoktur.Tedavinin anestezisiz yapılması, hastanın duyacağı acıyı arttırıp, bununla bağlantılı olarak, stresi de çok arttıracağından konforlu bir tedavi sağlamak için uygun dozlarda lokal anestezi hamilelerde kullanılabilir.
Çocuklarda çürük oluşumunu engellemenin en başta gelen yolu çocuğa düzenli diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır.Bebeklerin dişleri genellikle 6 aylıktan itibaren çıkmaya başlar.Ağızda ilk çıkan dişler ebeveynler tarafından ıslak bir gazlı bezle düzenli olarak silinerek temizlenmelidir.Daha sonra çocuk büyüdükçe 1.5-2 yaştan itibaren ebeveynler çocuklarının dişlerini günde iki kez yaşına uygun olan fırçalarla fırçalamalıdır.Düzenli fırçalamanın yanında, 4 yaşından itibaren dişleri güçlendirmek amaçlı dişlere, diş hekimi tarafından yapılan, flor jeli uygulamaları, dişleri çürüğe karşı korumada etkin bir yöntemdir.Bir diğer yöntem ise dişlerin fissür denen çukurlarına uygulanan ,buralarda gıda artığı ve mikrop birikimini engelleyen fissür örtücü (fissür sealent) uygulamasıdır. Fissür örtücü yerel flor uygulaması ile birlikte oldukça etkin bir koruma sağlar.
Günümüzde bir çok gıdadan ve başka etmenlerden, miktarını tam olarak ölçemediğimiz oranda flor alındığından ve fazla florun da dişlere ve vücudumuza zararı olduğundan, artık sistemik olarak flor alımı yavaş yavaş tek edilmektedir.Ancak sistemik olarak flor tabletinin önerildiği bazı durumlar vardır.Bu kesinlikle diş hekimi kontrolünde olması gereken bir durumdur.
Süt dişleri her ne kadar düşüp yerini daimi dişlere bırakacaksa da bu dişlerde oluşan çürüklerin tedavi edilmesi gereklidir.Özellikle süt azı dişlerinin düşmesi yaklaşık 12 yaşını bulur.Bu nedenle zamanından erken, çürük nedeniyle çekilmiş süt dişlerinin yeri, diğer dişler tarafından daraltılacağından, çıkacak olan daimi dişlerde çapraşıklık oluşma ihtimali artacaktır.Yine zamanından önce çekilmiş süt dişlerinin yeri boş kaldığı takdirde ,çocuk gıdaları yeterince sağlıklı öğütemez hale gelecektir.
Diş hekimi kontrolünde, size uygun bir teknikle ve doğru sürelerde uygulanan diş beyazlatmasının hiçbir zararı yoktur.
Diş beyazlatmanın en sık görülen ve en olağan yan etkisi hassasiyettir.Diş beyazlatma esnasında oluşan hassasiyetin giderilmesi diş hekiminizin size sağlayacağı flor jelleri ile oldukça basittir.Ayrıca potasyum nitrat içeren diş macunları da hassasiyetin giderilmesinde yararlıdır.
Diş beyazlatma esnasında çay, kahve, kırmızı şarap gibi renklendirici gıdalardan uzak durmak gerekmektedir.Diş beyazlatmanın bitiminden 2 hafta sonrasına kadar diş kendi kendine çok az da olsa beyazlamaya devam edeceğinden bu tipte gıdaların 2 hafta sonrasına kadar fazla tüketilmemesi gerekmektedir..
Beyazlatma işlemi sonrası dişlerinizin rengi beyazlamakla birlikte var olan dolgu ve kaplamalarınızın rengi değişmez. Bunların beyazlatma işlemi sonrası dişlerinizin yeni rengine uygun olacak şekilde yenilenmesi gerekir. Ancak bunların yenilenmesi için beyazlatma işleminin bitiminden sonra 2 hafta beklemek gerekmektedir
İmplant operasyonu uygun anestezi sağlandıktan sonra kesinikle ağrılı bir operasyon değildir. Operasyon sonrası diş çekiminden sonra duyulacak ağrıya benzer bir ağrı hissedilebilir.Ancak hastanın operasyon sonrası kullanacağı ağrı kesiciler bu ağrının baskılanmasını sağlar.
Zirkonyum kaplama kuron ve köprülerde, metal yerine beyaz renkte olan zirkonyum alaşım kullanılır.Zirkonyum kaplamaların ışık geçirgenliği doğal dişe çok yakın olduğu için çok daha estetik ve doğal görüntüler elde etmek mümkün olur.Zirkonyum alt yapılı porselen kaplamaların dayanıklılıkları da oldukça yüksektir.Zirkonyum kaplamalar estetik, sağlamlık, doku uyumu bakımından günümüz teknolojisinde ulaşılan son noktadır..